01 – 02 Ekim 2010

Brussels Istanbul
Brüksel İstanbul Konferanslar


Human Cities İstanbul-Brüksel 2010 boyunca, Eski Galata Köprüsü‘nde Türkiye’den ve tüm dünyadan öncü kurumlar ve şehirle ilgili projelerini ve fikirlerini paylaşmak isteyen uluslar arası tasarımcılar bir araya gelip söyleşiler, organizasyonlar, atölye çalışmaları ve oturumlarla ziyaretçilere kaçırılmayacak bir hafta sunacaktır. Daha iyi ve insan odaklı bir çevre için tüm katılımcılar şehir tasarımları konusunda yeni yaklaşımlar ve metotlar geliştirdiler. Ses getiren tasarımları ve iddalı yaklaşımları görmek için herkesi İstanbul’a bekliyoruz.

Giriş

Ücretsiz Giriş.

Kayıt için:
humancities@ istanbul designweek.com

Yer

Eski Galata Koprusu

Cum 01 Eki 2010, 10:00 ÖÖ
Konferanslar

10:30 — Korhan Gümüş (TR)

İstanbul’un kentsel çehresinin demokratikleşme sürecini hızlandırmak : Kamu alanlarına kişiliksiz tasarımlar ve işlevler verme taraftarı eski zihniyetin yarattığı sorunlar ortada.  İşin anahtarı kamu alanları konusunda daha çoğunlukçu ve disiplinlerarası bir anlayış.  Şehrin bölücü teknokratik bir kamusal zihniyetle felç edildiği ve muhalif entellektüel süreçlerin zayıfları marjinalize ettiği bir dönemde,  kentsel tasarım ve planlamada yaratıcılığı ve öznelliği yeniden keşfetmenin ve daha demokratik bir kamu alanı yaratmanın yolunu gözeten projeleri desteklemeliyiz.

11:00 — Arhan Kayar (TR)

Şehirde yaşamak mı ya da yaşamamak mı? Şehir yaşamı, başlangıcından beri sürekli olarak bir çelişkiyi beraberinde getirmekte. Şehir yaşantısı insanları giderek doğallıktan uzaklaştırıyor. Bu nedenle şehirlerde yeni arayışlar ve yeniden yapılanmalar, sürekli bir dönüşüme neden olan projeler şeklinde karşımıza çıkıyor. Gün geçtikçe kalabalıklaşan şehirlerde, insan özünden uzaklaşıyor ve kırsal bir yaşantı özlemi içerisine giriyor. Şehirliler yaşamın keyfini sürmek yerine; şehirde yaşama çabası vermekte.
Giderek ‘yaşamaya çalışılan’ yerlere dönüşmekte olan şehirler, günümüzde şehirlileri sürekli bir ikilem içerisinde bırakıyor: doğal yaşam ya da şehir yaşamı… Ya da ikisi birden!

11:30 — Lise Coirier (BE)

Sürekli değişmekte olan kamusal alanların geliştirmesinde etkili bir araç olarak tasarım : Brüksel’den İstanbul’a, “Human Cities” insan ilişkilerini, kentteki kamusal alanların ortak fayda olarak algılanması sayesinde geliştirmeye yönelik bir konsepttir. İnsanlarda farkındalık ve güçlendirmeyi; günümüz şehirlerinde hayatı daha sürdürülebilir hale getirmek için ise, yetkili kişileri, gerekli disiplinler arası yaratıcı süreci geliştirmeleri için motive etmeyi amaçlar.

12:00 — Dirk Seghers (BE)

Yaratıcı uygulamalarla şehrin yenilenmesi: Recyclart on yıldan beri, bir sanat merkezi ile bir istihdam projesinin eşsiz bir kombinasyonu olarak varlığını sürdürmektedir.
Sanat merkezi; akademikten (üniversitelerle ve sanat master programları ile etkileşim) popülere (Recyclart’ın bulunduğu popüler mahallenin sakinleriyle sosyal birlik projeleri), geniş ölçekte disiplinlerarası etkinlikler sunmaktadır. İstihdam projeleri, uzun süredir işsiz olanlar için metal ve ahşap alanlarında eğitim amaçlı atölye çalışmaları sunuyor. Programlar 2 yıl sürüyor ve işsizleri, kamusal alanlar, kültür enstitüleri için veya özel kullanım amaçlı projeler gerçekleştirerek ve objeler üreterek eğitim veriyor. Son olarak, Recyclart bünyesindeki halka açık restorantta işsizlere mutfak eğitimi de veriyor.

12:30 — Selçuk Avcı ve Markus Lehto (TR/GB)

İstanbul’un Kamusal Alanlarından Perspektifler (İstiklal Caddesi’nin Hayatında 24 Saat) : Günde 1 milyonun üzerinde yaya trafiği ile İstiklal, sadece dünyanın en kalabalık caddesi değil, aynı zamanda dünyanın en dinamik –belki de en kaotik- kamusal alanlarından biri. Uzun zamandan beri popüler kültürün aynası, şehrin tarihinin ve kentselleşmenin eşsiz stilinin göstergesi olma özelliğini taşıyor. Çok azımız caddenin ilgi uyandıran mirasını ve saf çekiciliğini reddedebilir; peki bu cadde, bir kamusal alan olarak rolünü nasıl oynamakta? İstiklal Caddesi’nin olağanüstü bir kamusal alan potansiyeli taşıyan yönünü keşfetmek için, caddenin kişiliğini, karakteristik özelliklerini, başarılarını ve yetersizliklerini su yüzüne çıkararak burada bir güne eleştirel bir bakış getireceğiz.

Cum 01 Eki 2010, 02:30 ÖS
Grup Çalışmaları A: Kamusal Alan Tasarlamak

Lucile Soufflet (BE)

Kamusal alan için mobilya ve projeler/ Kamusal alanlar sadece halka doğrudan erişim noktası oldukları için değil ayrıca sosyal ve kültürel karşılaşmalara yol açtıkları için de büyük bir ilginin odağı olmaktadırlar. Kamusal alanlar bizim iletişim öğelerimize, politik, sosyal, ekonomik ve kültürel gerçekliklerimize tanıklık ederler. Objeler tasarlamak benim için başka hiçbir bağlamda olmadığı kadar önem taşımaktadır. Bütün işlevsel boyutlarının ötesinde , her objenin bir hikayesi vardır; kime hitab ettiği, ne düşündürdüğü, oluşturduğu soru işaretleri ve yaratabileceği toplumsal etki gibi.

Matej Nikšič (SLO)

Açık Kamusal Alanların Algısal Boyutları/ Alan algısı büyük ölçüde o alanın kullanılıp kullanılmayacağı konusunda; eğer kullanılacaksa da nasıl kullanılacağı ile ilgili kararı vermekte büyük rol oynar. Algı sadece doğrudan dışarıdan gelen uyarıcılara bağlı değildir, bununla birlikte algılayıcının kültürel altyapısı, geçmiş tecrübeleri gibi dolaylı bilgilerle de alakalıdır. Kamusal alanların iyi değerlendirilmesini sağlayabilmek için kullanıcıların alanla ilgili algısal fikirlerini bilmek gerekir. Başka bir deyişle kullanıcıların değerler sistemindeki asli unsurlarını ve beğenilerini bilmek gerekir. Bu bilgiye ulaşmanın güvenilir bir yolu bireylerin içerisinde yaşadıkları alan kavramını ifade edebilecekleri detaylı soruşturmalardan geçmektedir. Uygun miktarda soruşturmanın oluşturacağı kapsamlı bir veri tabanı, açık hava kamusal alanlarının günümüz kullanıcılarının ihtiyaçlarına karşılık verebilmesi için alınacak kararlarda ve yapılacak tasarımlarda büyük önem kazanmaktadır.

Burcu Dündar(TR)

Kentsel Bildirişim Tasarımı: İstanbul’un Cadde, Sokak ve Kapı Numarası Tabelaları/ İstanbul’un cadde ve sokaklarının isim tabelalarıyla, kapı numarası tabelaları, genel programından yazı karakterine dek, özgün bir tasarım konseptiyle yenilendi. Kentin temel bildirişim öğeleri olan tabelalar, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin talebi üzerine, Bülent Erkmen ve Aykut Köksal’ın belirlediği tasarım konseptiyle yeniden biçimlendirildi, bütünsel bir sistem oluşturmak üzere tüm kent için programlandı. Veri bilgisinden mekânsal örgütlenme bilgisine ulaşan okuma çizgisini taşıyacak biçimde yeni bir kapsamla tanımlandı. Yer bilgisi, kentsel mekan içinde özelleşmiş bir kodla o yerin adlandırılmasını içerir. Bu bilgi kendi içinde kapı numarasından ilçe adına dek ulaşan bilgi düzeyleri oluşturur. Mekânsal örgütlenme bilgisi ise o yerin hangi örgütlenmenin parçası olduğunu, yani bütünle ilişkisini verir. Bu çalışmada kentsel bildirişim öğelerinin iki farklı anlam katmanını da içermesi amaçlandı, böylece hem yer hem de örgütlenme bilgisi öğelerde yer aldı ve kentsel bildirişim öğelerinden yola çıkarak kentsel mekanın örgütlenme bilgisine ulaşma olanağı ortaya çıktı. Kısa bir deyişle, İstanbul’un cadde, sokak ve kapı numarası tabelaları bir bildirişim sistemi oluşturacak biçimde ele alındı.

Ayşim Türkmen ( TR)

Yeni-Osmanlı Tarzı Tasarım, Fantazma İstanbul’da ilerliyor! Bazı şehirlerin tarihi şehir ya da şehirlerin bazı bölgelerinin tarihi bölge olarak kurgulanmaları hangi süreçler içinde, hangi aktörler tarafından oluşuyor? Bu kurgular neden önemli ve nasıl işliyorlar? Bu sorulari sorarak 1980’lerden sonra İstanbul’da Neo-Osmanlı (yeni-Osmanlı) tarzı tasarımın gelişme sürecine, kent ve kentliler üzerindeki etkilerine  bakıyorum.

Serge Kempeneers (BE)

Parckdesign, Yeşil alanlar bölümü yöneticisi – Brüksel Çevre/ Brüksel 160 km2’lik bir alanda 1 milyonluk nüfusa ev sahipliği etmekte ve günde 350 bin misafir ağırlamaktadır. Bu bölgenin yaklaşık yarısı hala yeşil alandır ve %14’ü Natura 2000 tarafından sertifikalandırılmıştır. Kamusal yeşil alanların tasarlanması bölgesel Çevre ve Enerji yönetim birimi olan “ Brüksel Çevre“nin önemle üzerinde durduğu bir konudur. Alan kavramı bu alanları kullanıcılar tarafından verimli kullanılan, kontrol edilebilen ve saygı duyulan mekanlar haline getirmenin birinci ögesidir. Bu kavrama ulaşmanın yolu; yerli halkın atacağı adımlardan, ekolojik yönetimin doğru yansıtılmasından ve biyolojik çeşitliliğin gelişmesinden geçmektedir. Donanım kavramı ise mobilyaları, çocuk parklarını ele alan ikinci öğedir. Bu çerçevede “Parckdesign” yarışması özgün çözümlerin denenmesine olanak sağlamaktadır. Şehir bitip tükenmek bilmeyen bir laboratuvar ve iletişime olanak sağlayan bir alandır. Son zamanlarda ortaya çıkan bazı projeler sunulacaktır.

Cum 01 Eki 2010, 02:30 ÖS
Grup Çalışmaları B: Kamusal Alanda Yer Almak

Giampiero Pitisci ( BE)

Toplumsal yenilikler ve sürdürülebilirlik doğrultusunda bölgesel akupunktur/ Bu konuşmada tasarım temelli bir yaklaşımla gerçekleştirilen, tek başlarına da var olabilen ancak bir araya gelince bir sinerji oluşturan, birbiriyle ilişkili bölgesel projeler ağına bağlı olarak kentsel ya da bölgesel ölçekte gerçekleşen sistematik geçiş süreci hipotezi sunulacaktır. Bu çalışan hipotez farklı güncel araştırma akımlarının ve sürdürülebilirlik hakkındaki kaygıların dönüm noktasında durmaktadır: temel günlük uygulamaların yeni ve daha sürdürülebilir bir yaşam biçimine dönüştürülmesini sağlayacak verimli bir yaklaşım bulmak; günlük ev aletleri için alternatif sürdürülebilir çözümler üretmek adına toplumsal bazda yeni metotlar araştırmak; tekil sürdürülebilir çözümler ile daha büyük ölçekli sistematik değişiklikler arasında birliktelik arayışı; geniş ve baştan aşağıya, lokal ve temelden başlayan yaklaşımları dengeleyen orta düzeyli bir işletme modeline odaklanmak ; son olarak da kullanıcı katılımını serbest ve kendiliğinden gelişen bir toplumsal değişim olarak sürdürülebilirlik doğrultusunda etkileyen itici etkenleri ve tüketimi ve çevreye etkilerini kısıtlayan önlemleri birleştirmek.

Alice Chowdury Holmberg (UK)

Katılımcı Tasarım & Kültürel Köprü Oluşturma/ Kamusal Alanın Toplumsal Önemi : Kamusal alan toplumun kendini ifade etmesi için ve ticari olmayan bireysel faaliyetler için gerekli olan kentsel bir bölgedir. Bununla birlikte kamusal alan bireylerin toplumda dahil olmasında da başlıca etken olmaktadır.
Katılımcı Tasarım : Clear Village katılımcı tasarımı, karar alma ve değişim süreçlerine katılımı ele almaktadır. Toplumun da katılımına odaklanarak arzu edilen, uygulanabilir ve tutarlı bir geleceğin tarifini yapmak ve tasarlamak için köylerle birlikte çalışıyoruz. Sürdürülebilir değişim doğrultusunda insanları güçlendiren sistematik değişimi hızlandırmayı hedefliyoruz.
Kültürel Köprü Oluşturma : Bu katılımcı çevreler toplumlar arasında ve içerisinde bağ kurmak için oldukça verimlidir ve günümüzü ortamında kültürler arası köprü oluşturmak için olumlu bir alan oluşturmaktadır. Bu bağlamda AB Türkiye’ye doğru açılmaktadır. Genç nüfusun yaşlanmakta olan toplumla iç içe yaşadığı, kadın girişimcilerin ve politikacıların erkek egemen toplumdan güç aldığı bir Türkiye’ye. Değişim daimi bir etmendir ve katılımcı ortamlar erkekle kadının, gençle yaşlının, müslümanla hristiyanın buluşmasını ve kendi ortak geleceklerini oluşturmalarını sağlamaktadır.

Hakan Kiran (TR)

Mimarlıkta gelenekten geleceğe, son teknolojilerin kullanıldığı çağdaş kentsel yapı tasarımları/ Gelenekten geleceğe, “konsept tasarım ve yaratıcılık” anlayışı çerçevesinde, çağdaş ve özgün projelerin gelişimi. Bu projelerin, çevre etkisine bağlı koşullar temel alınarak kamusal alanlarla etkileşimi. Yeni hedeflerin belirlenmesi. Projeleri yaratıcı ve farklı kılan unsurların genel değerlendirilmesi.

Anna Spreafico (IT)

esterni, kamusal alan için fikirler ve projeler, Kamusal Alan Festivali deneyimi/ Esterni şehirler ve kamusal alanlar için fikirler, projeler, girişim geliştiren ve tasarım çözümleri sunan kültürel bir kuruluştur.
Esterni’nin bütün girişimleri içerisinde Kamusal Tasarım Festivali: İtalyada kamusal alanın kullanılmasını kutlayan ilk festivaldir.

Ana Grk (SLO)

Kentsel kamu alanlarını yeniden keşfetmek/ ProstoRož, açık şehir alanını keşfetmek ve anlamak için sorularımıza cevap vermek üzere 2004 yılında kuruldu. ProstoRož, kamusal alanı keşfeder, inceler ve kullananların ihtiyaçları doğrultusunda bu alanlarda yeni olanaklar yaratır. Bazen minimal yöntemlerin ve küçük müdahalelerin, şehir sakinlerine ve ziyaretçilerine; iyi vakit geçirebilecekleri, çalışabilecekleri ve oyun oynayabilecekleri hoş alanlar sunmak için yeterli olabileceğini gösterir. Yapılanlar sadece artistik çalışmaları değil, şehir alanını kullanma alternatifleri için yeni şehir planlamala araştırmalarını kapsar. Alan planlamada uygun yaklaşımı ve doğru içerikleri uygulamanın, kamusal alanlarda farklı formlarda kendini gösteren vandalizmi büyük ölçüde azaltacağına inanıyoruz. Genç tasarımcı ve mimarlar olarak amacımız, şehirdeki belirli alanlar üzerine dikkat çekebilmek. Çalışmalarımızla, iyi planlanmış, rahat ve fonksiyonel kamusal alanları olan bir şehir şekillendirmeye katkıda bulunuyoruz. Bu çalışmaların, şehir alanlarını yönetenler ve kullananlar için bir ilham kaynağı olmasını umuyoruz.

Cts 02 Eki 2010, 11:00 ÖÖ
Grup Çalışmaları C : Şehri Şekillendiren Sanat, Ses ve Vücut

Petra Kempf (DE)

_Sen Şehirsin –Şehir de Sen! / _ Şehirler her gün yenilenen keşiflerdir. İçerisinde yaşarken bıraktığımız, herbiri kendi yeri ve zamanında kendi gerçekliklerine sahip olan , izleri yansıtmaktadır. İnsan ahenginin içerisinde kamusal çevre alanlarını özümser ve çözümleriz. Şehrin parçalarını kendi kentsel belleğimizile yorumlayarak –kendi şehir haritalarımızı oluşturduğumuz bir süreçle – kentin durumu hakkında yeni gerçeklikler yaratırız . Bu süreçte kritik olan nokta sadece hislerimiz yada zekamız değil aynı zamanda genellikle gizli ve gözden kaçmış olan haritalama gücümüzü yansıtan öznelliğimizdir . Dolayısıyla haritalama doğal ve edilgen bir eylem olmaktan ziyade, kişisel gerçekliklerimizin ve algılarımızın ortaya çıktığı aktif bir süreçtir. Süreç içerisinde haritayı yapan kişinin yaratıcılığı haritayı görünen ile görünmeyeni, soyutla somutu buluşturan bir vasıta haline getiriyor.

Harlan Levey (US) & Abner Preis (US)

Çağdaş Karşı Devrim ve Öykücülük Sayesinde Sosyal Birlik/ Geçtiğimiz 10 yıl boyunca, ‘sokak sanatı fenomeni’ dünyanın her yanına yayıldı. Her kıtada, bu bir anlamda soyut olan akıma bağlı sanatçılar görebiliyoruz. Bu akımdan ilham almış anonim şehirliler tarafından, kültürel sektörün, güzel sanatların ve kendi mahallemizin nasıl değiştirildiğini farkedebiliyoruz.
Yaratıcı Hareket = Aktif Yaratım/ Konuşma, bu akımı teşvik eden sosyo-politik şartlara; aynı zamanda toplumun nasıl karşıladığına, Sokak sanatı bize kamusal alanlarla ilgili ne öğretti? Buradan nereye gidebiliriz?

Trevor Davies (DK)

Edimsel Alanlar/ Metropolis Labaratuarı, Kopenhag’da kent merkezli ve temalı yeni bir bienal. İlk adımın 2007’de atılmış olduğu projenin; 2017’de Danimarka, Avrupa Kültür Başkentliğine ev sahipliği yaparken bitirilmesi bekleniyor. Proje, şehirde çalışan (yerleşim yerine özel) ve aynı zamanda şehirle özne ve içerik olarak da ilişkili olan (duruma özel) sosyal bilimlerden, sanat dallarından ve mimarlıktan pratisyenlere bir buluşma noktası oluşturmayı hedefliyor. Projeyi; şehrin dinamikleri ve doğasını keşfetmeye yarayacak, üstelik mekan ve yerlerin hem yeniden yapımında hem de yıkımında yararlı olabilecek bir çeşit bir seri kültürel akupunktr gibi görmek mümkün. www.kit.dk

Rafaella Houlstan (BE)

Brüksel kamu alanlarında geçici uygulamalar. 1960-2010/ Kamusal alanda en görünür evrim, onun geçiciliğini radikal bir biçimde değiştiren “obje” formundan “süreç” formuna geçiş olmuştur: uzun süreli olmaktansa toplumsal sanat, artık bir çok durumda geçici hale gelmiştir. Brüksel’de de durum farklı değildir : geçmiş yıllarda, performanslar, etkinlikler ve geçici enstalasyonlar, festivaller ve fuarlar gibi bir çok kısa süreli sanat çalışması kamusal alanda yer edinmiştir. Bu çalışmaların ortak noktası kısa süreli olmaları olsa da, farklı bağlamlarda (politik, mekansal ve geçici), çeşitli insanlar tarafından (sanatçılar, toplumsal otoriteler, özel aktörler, dernekler, sakinler…) ve farklı kriterlere göre tayin edilmiş, geliştirilmiş ve desteklenmiştir. Bu konuşma 60’lardan bu yana, Brüksel kamu alanlarındaki geçici sanat çalışmalarını izleyip evrimini anlamaya yöneliktir.

Alper Türkkan (TR) & Guy de Bièvre (BE)

My Favorite Istanbul Sound/ Şehir, antik ve modern kültürün bir araya geldiği yerdir. Mimari, şehrin sakinlerine bırakılan görsel bir mirasken, şehrin müziği onun tarifi zor kuzeni gibi. Şehrin tınısı çok hareketli. Bu hareket şehrin dört bir yanına ulaşıyor ve kendini bir anda göstermiyor. Modern ve geleneksel yönleri bir arada içerirken, ne zaman biri ya da bir şeyler kımıldasa hissediliyor. Biz bu anlayış yönünde kavrayışımızı bir anlığına değiştirdiğimizde, şehirde yankılanan seslerin bütününü daha sosyolojik bir düzlemde duymaya başlıyoruz, ki bu da insanları bir kez daha eşitliğe getiriyor.

Cts 02 Eki 2010, 11:00 ÖÖ
Grup Çalışmaları D : Ortak fayda olarak kamusal alan?

Pelin Tan (TR)

Sonsuz Talep: Çatışmalı Karşılaşma/ Kamusal alanın ve gündelik yaşam alanlarının sürekli müzakere edildiği Istanbul’da, sanatın rolü farklı gerçeklikleri görünür kılma, karşıt-kültür alanlarını araştırma ve yoğun kurumşallamaya (institutionlism) alternatifler bulma olmalıdır. Istanbul gibi hareket halinde toplumlar barındıran bir kentte, sanatçı sürekli taleplerden oluşan farklı kamusal alanların aktörleri arasında bir aracı rolü oynayabilir. Istanbul birçok yerellikler barındırdığı ve dolayısı ile görsel temsiliyetin değişik dolaşım, yayılım yollarına imkan verdiği için kamusal alandaki sanat projeleri için geniş potansiyeller sunmaktadır. Bence herhangi bir kamusal alandaki sanat projesi antagonist bir karşılaşmayı yaratabilme riskini alabilmeli. Chantal Mouffe’un belirttiği gibi, kamusal alan antagonist bir çatışma, savaş alanıdır, çoğuldur ve katmanlıdır. Sanat ise, toplumun rasyonel, normative ve sembolikleştirilmiş anlamlarını, limitlerini hareket ettirebilme bilincini taşımalı. Kamusal alanda sanatın rolü ‘sonsuz talep’in sorulması, tekilliklerin ortak tahayyülü, gelecek toplumunun imkanlarını aranması olmalıdır.

Luisa Collina (IT)

Davetkar Şehirler/ Sunum ‘davetkar şehir’ üzerine odaklanıyor: uluslararası turistleri cezbeden, onların yerel çevreye entegrasyonunu kolaylaştıran, ziyaretçileri ile yerel halk arasında deneyimlerin ve ortak alanların paylaşıldığı bir şehir. Davetkar şehirlerin kamusal alanlarında, misafirlerin ve ağırlayanların arasındaki bu işbirliği misafirperverlik olarak tanımlanıyor. Daha detaylı biçimde, konuşma asıl odak noktası olarak konaklama konusunda misafirperverlik üzerinde duracak. Ziyaretçileri ağırlamak için, fiziki ve sosyal bölgeye yayılmış ve entegre edilmiş halde, küçük ölçekli birimlere ayrılmış yeni modeller sunulacak. Bu tip bir misafirperverliği tasarlamak, tanıtmak ve yayılmasını sağlamak; modern şehirlerin canlılığını koruması ve kamusal alanlarının değerinin arttırılması için önemli bir yol. Son olarak Milano Belediyesi’nin Triennale Milano ve Politecnico di Milano ile tanıtmış olduğu uluslararası “Milano Tasarım Kampı” yarışmasının çıktıları sunulacak.

Harun Ekinoğlu

Değişimin Merkezi İstanbul’da, Eski ve Yeninin Tasarım Olgusu Potasında İrdelenmesi/ İstanbul, mekansal altyapısını küresel ölçekte rekabet edebilir düzeyde yeniden tasarlamak ihtiyacı içindedir. OECD raporları iki kıtaya yayılmış olan bu mega kentin geçirmekte olduğu değişimin ve gelişimin olumlu yönde fırsatlara dönüştürülebilmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Kentin bölgesel ve küresel çekim merkezi olma hedefinin kentin mekansal altyapısının bilimsel ve bütüncül metotlar ile ele alınması ve öneriler geliştirilmesi gerekliliğini vurgulamaktadır. Dünyanın en hızlı yeniden yapılanmakta olan ve değişim geçiren metropolleri arasında gösterilen İstanbul’da bu değişimin yansımaları şehrin hem mekansal hem de sosyal organizasyonunu doğrudan etkilemektedir. İstanbul, kentsel yenileme ve dönüşüm yasaları çerçevesinde kent içi yapılı çevrelerinin yeniden düşünüldüğü ve çözüm önerileri geliştirildiği yoğun bir süreçten geçmektedir. Bu yeniden yapılanma temelde mevcut kentsel alanların ve kentsel dokuların yenilenmeleri ve dönüşümlerini konu edinmektedir. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Etüd ve Projeler Daire Başkanlığı bünyesinde bulunan Kentsel Tasarım, Tarihi Çevre Koruma ve Projeler Müdürlükleri İstanbul’un kentsel mekan altyapısını tasarım olgusu temelinde geliştirmek ve yeniden tasarlamak için çalışmalar yaparlar. Bu birimlerde kamusal alan tasarımının farklı ölçeklerde tarihi, mekansal ve ekolojik veriler ışığında yeniden düşünülerek sorgulandığı proje süreçleri başlatılır; uygulama ölçeğine kadar çalışılmakta ve İstanbul’un küresel olarak hak ettiği yeri alabilmesi için gerekenler yapılmaktadır. Yoğun tarihi dokusunun yanısıra İstanbul küresel ölçekte yatırımın ve dolayısıyla dramatik bir değişimin de merkezi olma özelliğinde bir mega kenttir. Bu özelliği ile İstanbul eski ve yeninin buluştuğu noktada yeniden yapılanmayı tasarım olgusu potasında düşünerek, değişimi büyük bir fırsata dönüştürme potansiyeline sahiptir.

Anna Meroni (IT)

Sosyal inovasyon, ortak ağlar ve kamusal alan/ Sosyal inovasyon için tasarımı, insanları ve toplumları bir araya getirmeye teşvik etmek için ümit vaad edici çalışmalar bütünü olarak farz edersek, önceliği kamusal alan tasarımına veren bir sosyal inovasyon yaklaşımı büyük potansiyel taşımaktadır. Kamusal alanla ilgili harekete geçmek için sosyal yenilikçiler grubunu motive edenin ne olduğu ve tasarımın onları nasıl destekleyebileceği konu alınacak; tasarım bağlamları ve benzer bir fenomeni destekleyecek araçlar yaratmak için olası pragmatik bir strateji tartışılacaktır. Bu bakış açısı, kamusal alanın fiziki durumunu ve gelişimini etkileyen sosyal dokunun gücü üzerinde durmakta. Kamusal alanı (yeniden) şekillendirme hareketinin, toplumun tüm üyelerinin yararlanabileceği anlamıyla, ortak fayda olarak altı çizilmektedir. Sosyal ve mekansal elementler birbirinden ayrılamayacak bir birlik olarak tanımlanmaktadır.

Cts 02 Eki 2010, 04:30 ÖS
Atölye çalışmaları

Thierry Brunfaut (BE, Base Design)

Şehirde Sanat Kasabası – kent ve müze işaretleri/ Brüksel’in merkezinde, Mont des Arts (‘Sanat Tepesi’ olarak çevrilebilir) isimli mahalle, Avrupa’nın başkentinin en tarihi ve en bilinen kültürel enstitülerini bir araya getiriyor. Magritte Müzesi, Güzel Sanatlar ve Çağdaş Sanat Kraliyet Müzesi, Bozar (Güzel Sanatlar Merkezi), Müzik Enstrümanları Müzesi (MIM), ve Film Müzesi bölgede bulunanlar arasında. 2010’da ilk defa, tüm bu enstitüler Mont des Arts’a yepyeni bir kimlik kazandırmak adına Brüksel şehri ile güç birliği yaptı. Bu mükemmel projenin konsept çalışması ve tasarımı için biz seçildik.
15 enstitü tek bayrak altında nasıl toplanır? Bu nasıl gerçekleşebilir? Mont des Arts, Brüksel’liler, Belçika’lılar ve yabancı ziyaretçiler için nasıl zevkli, kültürel bir yer haline getirilebilir? Şehirde bir sanat kasabası doğdu!

Dreams on Wheels & Etikstudio

Kentsel Sürdürülebilirlik için Truva Atı, Tekerlekli Hayaller/ Bisiklet, sürdürülebilirlik için bir ‘Truva Atı’ olarak düşünülebilir. Başka bir deyişle, insanların bilinçaltına sürdürülebilir yaşam hevesini sinsice sızdırabilir. Bisiklet kültürüne adapte olduğumuz zaman, hemen tempomuzun ve çevredekilerin farkına varabiliriz. Bu sadece ulaşımı ve hayat tarzını değil, aynı zamanda şehrin kentsel tasarımını, sürdürülebilirliğini ve genel yaşam kalitesini de etkiler. Tekerlekli Hayaller, şehri, tekerlek merkezli kentsel tasarım stratejisine sahip olduğu takdirde geçirebileceği olası değişiklikleri konstrüktif ve açık bir tartışma ile ele alan alternatif bir savunma platformudur. Belirli ölçüde agresif veya kurnaz bir lobi oluşturup halka dair bir eylemin izini bırakarak 15 ülkeyi dolaştık. Etikstudio olarak inanıyoruz ki; memurlar, genel halk ve ilgilenen herkesin katıldığı resmi olmayan toplantılar ve tartışmalar aracılığıyla, sergiler ve ilişkili aktivite formatları değişimi arzulanır ve mümkün kılabilir.

Kendi Bahçeni Yarat

Kendi Bahçeni Yarat, Human Cities Brüksel – İstanbul tarafından düzenlenen ‘Places to be’ sergisine seçilen ‘mobil bahçeler’ projesinin devamı olarak planlanmış bir atölye calışmasıdır.
Gürsan Ergil tarafından düzenlenen bu atölye calışmasının amacı İstanbul’un yeşil alan miktarının yetersizliğini gündeme getirmek ve bu alanların çoğaltılması için alternatif çözümler üretmektir. Bilindiği üzere İstanbul’da kişi başına düşen aktif yeşil alan miktarı yaklaşık olarak bir (1) metrekare civarındadır. Atölye çalışmasında katılımcılardan bir (1) metrekarelik boş bir alanı kendi zevklerine göre tasarlamaları istenecektir; başka bir deyişle kendi hakları olan park veya yeşil alan miktarini kendileri oluşturacaklardir.
Atölye çalışmasına katılacak tasarımcılara ve diğer ziyaretçilere f ikir vermesi açısından Gürsan Ergil tarafından önceden oluşturulacak iki örnek 1m2 lik yeşil alan (Salıncak park & Bank park) ise IDW alanlarında sergilenecektir. Bu atölye çalışması sonucunda katılımcıların hazırladığı projeler ise daha sonra bir kitapçık haline getirilecektir.


28 Eylül – 03 Ekim 2010
Enstelasyonlar

28 Eylül – 03 Ekim 2010
Places to Be sergisi

28 Eylül – 03 Ekim 2010
Video, Ses ve Fotoğraf sergisi


28 Eylül – 02 Ekim 2010
Özel Etkinlikler

01 – 02 Ekim 2010
Brüksel İstanbul Konferanslar

Cum 01 Eki 2010, 04:30 ÖS
Satyendra Pakhalé


Cts 02 Eki 2010, 04:30 ÖS
Sanjit Manku

Cts 02 Eki 2010, 05:30 ÖS
iKEDI